
Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization) kısaca DSÖ (WHO) , dünyada ki insanların en yüksek sağlık düzeyine ulaşmalarını hedeflemiş bir kuruluştur. 1948 yılında kurulan DSÖ bu amacını gerçekleştirmek için uluslararası sağlık çalışmalarını günümüzde de aktif oalrak sürdürmektedir. Ülkemizde 1949 yılında Dünya Sağlık Örgütü’ne resmi olarak üye olmuştur. Korona virüsü salğının yaşandığı bu günlerde adını sıklıkla duyduğumuz örgütü gelin birazda ha yakında tanıyalım.
Dünya Sağlık Örgütü Kuruluşu, Amacı ve Çalışma Alanı
DSÖ Birleşmiş Milletler çatısı altında 1948 yılında kurulmuştur. Örgütün merkezi Cenevre’de bulunmaktadır. DSÖ dünyanın bir çok ülkesinde faaliyet göstermektedir. Örgütün başkanlığını 2020 yılında Doktor Tedros Adhanom Ghebreyesus üstlenmiştir. DSÖ’nün kuruluş amacını bir cümle ile anlatmak gerekirse “Tüm insanların mümkün olan en yüksek sağlık düzeyine ulaşmaları” olarak belirlenmiştir. Bu amacı gerçekleştirmek içinde uluslararası sağlık çalışmalarının organizasyonunu sağlamaktadır. Ayrıca örgüt hastalıkların önlenmesi ve alınacak önlemler konusunda da devlet yönetimindeki hükümetlere tavsiyelerde bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün belirli çalışma alanları vardır bunlar; a) Her ülkede tüm vatandaşları kapsayacak genel sağlık sigortası için çalışmalar, b) Acil durum zamanlarında önleyici politikalarla hemen harekete geçmek, c) Herkes için sağlıklı yaşam bilincine yönelik çalışmalar yürütmek.
Peki bu çalışmaları yaparken gerekli kaynak nasıl sağlanıyor ? Diye soracak olursanız. Baktığımızda Dünya Sağlık Örgütü’nün ciddi bütçe ihtiyacı olduğunu görmekteyiz. Bütçesi açıklamaları iki yıllık periyotlar haline açıklanmaktadır. Son olarak 2020-2021 bütçesi 4.85 milyar dolar olarak belirlenmiştir. Üye olan her ülke DSÖ’ne nüfus sayısına göre katkıda bulunmaktır. Bu yanında gönüllü olarak da katkıda ve bağış da bulunanlarda vardır.
Özellikle Covid-19 virüsü salgının yaşandığı dönemde herkesin gözü kulağı bu örgütte olmuştur. Özellikle Avrupada Huzurevlerinin bu sağlından olumsuz etkilenmesi ve istenmeyen görüntülerin yaşanması, örgütün üye ülkelerdeki huzurevi yaşam koşullarını incelemeye ve varsa alınması gereken tedbirlerin alınması noktasında tavsiyeleri iletilmiştir. Türkiye’de bulunan huzurevlerinde ki vaka sayısının diğer ülkelere göre az olması DSÖ’nün gözünü Türkiye çevirmiş ve huzurevlerinde alınan önlemler yapılan toplantılarda masaya yatırılmıştır. Toplantıda altı çizilen tedbirler dünya sağlık örgütü tarafından not edilmiş ve kayıtlara geçmiştir.